Hafızalarımıza, yıllardır “ağlayan adam” olarak kazınan Fetullah Gülen, gülmedi de, güldürmedi de…
Haaa, 17 Aralık taarruzuyla birlikte gerçek niyetler daha net ortaya çıktıktan sonra Gülen’in, gülünç bir duruma düştüğü su götürmez bir gerçek fakat o ağlamaklı ruh hali ve yüz hatlarıyla memleketin anasını ağlattı bir aydır…
17 Aralık sürecinin ekonomideki izleri mercek altında alan AK Parti Ekonomi İşleri Başkanlığı’nın yaptığı analizde ortaya çıkan şu başlıkları birer cümleyle de olsa paylaşmak istiyorum.
Okuduğunuzda, anlayacaksınız, “memleketin anasını ağlattı” derken aslında ne demek istediğimi…
***
Faiz oranı 16 Aralık itibariyle yüzde 8.90 seviyesindeyken, 27 Aralık’ta yüzde 10.08, 6 Ocak’ta da yüzde 10.26 seviyesine ulaşmış ve daha sonra 14 Ocak tarihinde yüzde 9.95 seviyesine gerilemiştir.
Operasyonlarla birlikte ülkenin risk primi yükselmiştir. Yüzde 26,5’lik artış, kamu ve özel sektörün daha yüksek maliyetlerle borçlanmasına, ülkemizin daha az yabancı sermaye çekmesine, siyasi riskimizin çok arttığına işaret etmektedir. Vatandaşların konut, ihtiyaç ve diğer kredileri kullanmasını olumsuz yönde etkilemektedir.
9 Aralık’ta 2.046 seviyelerinde olan dolar, 15 Ocak’ta 2.198 seviyelerine ulaşmıştır.
Reel kesimin yabancı para pozisyon açığında 25.18 milyar TL artış oldu.
16 Aralık tarihinden itibaren borsada işlem gören şirketlerin piyasa değerinde yaşanan düşüş, 14 Ocak itibariyle yaklaşık 50,5 milyar TL olarak hesaplanmıştır.
Operasyon öncesi 19.75 milyar TL olan Halkbank’ın piyasa değeri, 16,5 milyar TL’ye kadar düşmüştür. Söz konusu dönemde Halkbank’ın piyasa değerinde 3.25 milyar TL azalma yaşanmıştır. Kısa vadeli dış borç stoku 18,9 milyar TL arttı.
İKİ GÜLEN ARASINDAKİ FARKI BULUN!
Fetullah Gülen, henüz Amerika’ya gitmeden, yani, Türkiye’de ağlayarak verdiği vaazlarından birisinde, cemaatine, “Müslümanlara beddua etmeyin” diye tembihliyor…
Öyle ki; Gülen, “Herkese dua edin, ama hiç kimseye telin ve bedduada bulunmayın. Ehli imansa yarım kelimeyle bile olsa beddua etmeyin. Zerre kadar, arpa kadar iman taşıyan hiç kimsenin aleyhinde olmayın… Bizim yolumuz budur…” diyor…
Lakin 17 Aralık’tan sonra, Amerika’daki çiftliğinde, “Allah evlerine ateş salsın… Yuvalarını yıksın… Birliklerini bozsun… Duygularını sinelerinde bıraksın…” diye kükreyerek beddua eden, üstelik de Müslümanlara eden bir Fetullah Gülen’le karşılaştık…
Sormak lazım, arpa kadar iman taşıyana beddua edilmemesini vaaz eden anlayıştan, Müslümanlara adeta kükreyerek beddua haykıran bir anlayışa nasıl geldi Gülen?
Sormak lazım, “ehli imansa yarım kelimeyle bile olsa beddua etmeyin. Bizim yolumuz budur” diyen Gülen, acaba bu sözleri söylerken mi yanlış yoldaydı, yoksa şimdi mi yanlış yola saptı? İşte size iki Fetullah Gülen portresi, artık kararı siz verin…
BEKLENEN OLDU VE TORUN ATANDI
Aslında, bakmayın siz “beklenen oldu” dediğime… Cemalettin Torun’un Ak Parti’ye il başkanı olması bazılarının beklentilerini tamamen boşa çıkardı desek sanırım daha isabetli olur…
Zira Torun’un, içinden geçilen süreçte il başkanı olmasının Ak Parti adına hayır olacağını söyleyen aklıselim çoğunluğun aksine, sesi gür çıkan ama kendi çıkarından başka bir şey düşünmeyen bir güruh Cemalettin Torun’un neredeyse adını bile ağzına almıyordu.
Çekildikleri köşelerinde il başkanı atamakla kalmadılar yönetimi hatta o belediye başkanlarından meclis üyelerine kadar liste hazırlıkları bile geliyordu kulağımıza.
Ama nafile çabaymış. Ak Parti Genel Merkezi, sesi az çıksa da, aklıselim çoğunluğun isteği istikamette karar verdi ve Torun’u İl Başkanı olarak atadı.
Tabii ki; Torun’un il başkanlığı, Ak Parti için bir avantaj olsa da, bu durum Torun için içerisinde riskler de taşımıyor değil. Çünkü omuzlarında büyük bir sorumluluk var. En basitinden ilk sınavını genel merkeze sunacağı yönetim kurulunun oluşumunda verecek Torun. Eğer Ak Parti’ye yakışan isimlerle, derli toplu bir ekip kurarsa beklentileri karşılamış olacak. Zira bu ekip göstereceği performansla Torun’un il başkanlığındaki ömrünü de belirlemiş olacak… Bunu da bekleyip göreceğiz…