Quantcast
Channel: Şehir Medya » Pınar Yeniyiğit
Viewing all articles
Browse latest Browse all 46

Bir festival ya da diyet ayı mıdır Ramazan? Yoksa …!

$
0
0

“Karpuz… Hayatımın en büyük hediyesi… Ramazandı. Oruçluydum. Tanıdığım bir tüccar iftar yemeğimi her gün evinden, hususî otomobiliyle gönderirdi. Ben de hapishane kapısının yanındaki ilk tel örgüde yemeğimi beklerdim. Herkesin deliğine çekildiği o saatlerde bana izin verirlerdi. Yine böyle beklerken, bir gün ihtiyar bir adam tel örgüye sokuldu. Üstü başı dökülen, amele kılıklı bir İhtiyar… Beni asla tanımadan “oğlum, içeride bir Necip Fazıl varmış!…

Şu karpuzu ona hediye getirdim; Allah rızası için götürüp verir misin?” dedi. Gözlerim, hücum eden yaşlardan yangın içinde “ver, baba, hemen götüreyim!” dedim ve aldım. İşte hasbî, her türlü nefis oyunundan uzak, Allah için verilen hediye…

Bu meçhul Müslümandan tüten edayı ömrümce unutamam!.. Keşke o karpuzu kesmeseydim; hep ona bakıp düşünseydim, İslâm ahlâkını fikretseydim, ağlasaydım, ağlasaydım…”

Söze İslamcı yazar ve düşünür  Necip Fazıl Kısakürek’in yaşamından alıntı  anlamlı bir hikaye ile başladık..

Eminim ki Necip Fazıl’ın yaşamından bu kesiti okuduğunuzda sizlerin de  zihinlerinizde aynı düşünce belirdi ;

Ramazan hesapsız yardım etmenin, kardeşliğin ayıdır ..

Müsaadenizle değerli okurlar ;  kutsal kitabımız Kuran- ı Kerim’in  indiği ay olan Ramazan ayının önemi  hasebiyle  sözü ilerleyen satırlarda da üstatlarına bırakıyorum bu hafta;

‘ Ramazanı, Osmanlı’nın kanında mikropların gezdiği çöküş dönemlerinin eseri olan “direkler-arası eğlencelerle”, onun modern versiyonu olan “konserlerle” kutlamaya kalkmak, Ramazana bir iyilik değil, onun ruhunu öldürüp cesedinin üzerinde festival yapmaktır.Bu yukarıdaki anlayış, bireysel planda Ramazanı varsıl şişmanların bir “diyet ayı”, yoksul zayıflarınsa bir “beslenme ayı” gibi algılamalarından daha vahim bir algı biçimidir.Vurgusunu yapan İslamcı yazar mütefekkir Mustafa İslamoğlu;

Orucun başı, yüreğinizi paylaştığınız gibi, sofranızı ve ekmeğinizi, yoksullarla, yetimlerle, evsiz, işsiz ve aşsızlarla paylaşarak dik tutulur. Orucun başı, yeryüzünün tüm açlarını, açıklarını, mazlumlarını, mağdurlarını yüreğinize alıp, onlara donattığınız gönül sofranızı iç geçirerek izlerken açlığınızı unuttuğunuz zaman dik tutulur’ sözleriyle Ulvi ayda paylaşımın, iyiliğin ve ihtiyaç sahiplerine yardımın önemine değiniyor .

Ve  yaşayan en büyük Türk şairi ve düşünürü Sezai Karakoç’un ‘ Oruç’ta Acıkır’ başlıklı makalesi  Ahmet Hakan’ın da söylediği gibi Ramazan’ın başında , ortasında ve sonunda okunmalı ki; Oruç’un boş bir çerçeve olarak ya da  sadece tabiatın bir parçası   gelmediği anlaşılsın..

İşte o yazıdan kesitler ;

  Her yılın orucu, büyük Oruç kitabına, sabırla ve meleklerin üslubuyla işlenmiş bir sayfa, bir yaprak gibi eklenir.  Taşların, ağaç kovuklarının, toz zerrelerinin bile, en keskin bir hafızayla şahitlik yapacağı büyük Hesap Gününde, şüphesiz, Oruç Kitabı, en büyük şahitler arasında, dosyasında en çok belge bulunduran suç ve sevap araştırıcıları arasında görünecektir.Demek ki , oruç , çağımıza , göklere mahsus nişanlarla donanmış büyük ve yetkili bir şahit olarak geliyor ve geldi.Öyleyse oruca yiyecek taşımalı, su sunmalı, orucun lambasını yakmalı, örtüler atmalı üzerine ki, geldiğinden daha zengin gitsin. Verdiğinden daha çok alsın. Yanına gideceği eski oruçlara katacağı, söyleyeceği çok şeyler bulunsun. Çağımız Müslümanlarının portresini eski çağ müminlerinin portrelerinin yanına çizecek ya, bizim öyle bir portremizi çizsin ki, ilerde gün olur ki, o portreyi bize gösterirler, utanmayalım ondan o zaman.
Oruç geldi, ondan bize ölümsüz bir şeyler katılacak demektir. Giderken, bizden de ona ölümsüzleşecek bir kaç şey katılmalı.

Ve Gönül İnsanı Fethullah Gülen bakın nasıl yorumluyor Mübarek Ramazan ayını  ; Ramazan iklimi, şefkat ve merhamet iklimidir. Gönüllerimizin yumuşadığı, sabır ve hoşgörümüzün öne çıktığı bu mübarek günlerde, bir defa daha sevgiyi, barışı, tevazuu, yardımlaşmayı, başkaları için yaşamayı hatırlıyoruz. Evrensel insani değerler zemininde, birbirimizin konumuna saygılı kalarak, kinin, nefretin ve ötekileştirmenin önünün kesilebileceğine bu kutlu zaman diliminde bir kere daha şahit oluyoruz. Birbirimizi, ön yargılarımıza kurban etmemenin, hangi düşünceden olursak olalım karşılıklı konuşarak anlaşabilmenin, hatta bir adım daha ilerleyerek ”herkesin konumuna saygılı olma”nın önemini daha derinden idrak ediyoruz.  Ölen her çocuğun yüreğimizi dağladığı, açlıktan kıvranan insan manzaralarının iftar ve sahur sofralarımıza hüzün saldığı şu Ramazan ikliminde, Afrika’da açlık çekenlerin yardımına koşmanın fazileti elbette büyüktür. Medya’dan takip edebildiğim kadarı ile, yedisinden yetmişine bütün milletimizin o muhtaç insanların imdadına yetişmeye çalışması da insanlığın ölmediğini gösteren canlı bir tablodur..

İslam düşünürleri, gönül insanları  Ramazan ayını gerçek manasını  ‘paylaşmak, kardeşlik,sabır, iyilik,yardım’   duygularına işaret ederek  vurguluyorlar. Daha nice ramazanlarda ve de hayatımızın her anında birlik beraberlik içerisinde ,kardeşçe, Yaradan’ın nasip ettiklerini paylaşabilmek dileği ile.


Viewing all articles
Browse latest Browse all 46

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Yildiz yükseltme


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue