Quantcast
Channel: Şehir Medya » Pınar Yeniyiğit
Viewing all 46 articles
Browse latest View live

Gökdere’den iktidar çıkmaz!

$
0
0

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Gökdere Meydanı’nda gerçekleştirdiği Bursa mitingini iki açıdan önemsedim ve yerinde izledim…

Birincisi: Ak Parti’nin de aynı alanda miting yapacağı için iki miting arasındaki farkı gözlemlemek…

İkincisi ise: 17 Aralık’tan beri Pensilvanya ile aynı dili konuşan Kılıçdaroğlu’nun mitingine cemaat desteğinin olup olmadığını görmek istedim…

Hemen söyleyeyim; CHP’liler bana kızabilirler fakat Gökdere’den bir iktidar çıkmaz. Bu tablodan şöyle bir sonuç çıkartmak da mümkün…

Paralel Yapı’nın desteğini bekleyen CHP için de, CHP’ye umut bağlayan Paralel Yapı için de tam bir hayal kırıklığıydı Gökdere mitingi…

Daha farklı olarak şöyle de yorumlanabilir…  Cemaatin tabanını oluşturan, niyetleri hizmet olan insanlar, tepede esen soğuk rüzgârdan etkilenip, “Abiler”in yönlendirmesine aldırış etmemişler ve doğru bildikleri yoldan şaşmamışlar… Veya gözlerde büyütülen cemaat, öyle meydanları dolduracak, sonucu değiştirecek bir tabana sahip değil… Gerekçe her ne olursa olsun, CHP’nin Bursa mitingi çok zayıftı…

Peki; miting alanı zayıftı da Kılıçdaroğlu’nun konuşması çok mu derinlikliydi? Ne gezer! Kılıçdaroğlu, seviyesi de, temposu da, içeriği de oldukça zayıf bir konuşma yaptı… Bir yerel seçime gidiliyor olmasına rağmen Kılıçdaroğlu yerele dair tek söz söylemedi. Hedefine Başbakan Erdoğan’ı koydu ve sadece suçladı…

Hazır yeri gelmişken bir konunun daha altını çizmek isterim. Biliyorsunuz, Paralel Yapı’nın yayın organlarından birisi olan Today’s Zaman Gazetesi’nin yazarlarından Halil Bilican, Twetter üzerinden yaptığı paylaşımlarda Cemaatin, Bursa da dâhil nerelerde kimlerin destekleyeceğini yazdı.

Bilican’ın ifadeleri aynen şöyleydi: “Çatlasanız da İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya’da CHP; Manisa, Balıkesir, Erzurum, Adana’da MHP desteklenecek. Siyasal İslam’a oy yok! Kanaat oluştu mu? Evet oluştu. 81 ilin hiçbirinde AKP’ye oy yok. Her ilin en güçlü adayı partisine bakılmaksızın desteklenecek. Net sanırım.”

Şimdi; bir bu ifadelere baktım, bir de Gökdere Meydanı’na CHP’nin topla (yama)dığı kalabalığa baktım, çıkardığım sonuç şu oldu: Çatlasanız da patlasanız da bu iş olmuyor ve olmayacak. Zira size kendinizden başka kimse inanmıyor… Net sanırım!

KENDİNİZ AÇIKLAYIN!

YOKSA BİZ AÇIKLARIZ!

“Paralel Yapı”dan, kaset kumpaslarına kadar nefes almadan değişen, adeta toz duman olmuş bir gündemin gölgesinde seçime gidiyoruz.

Artık her halinden belli ki; bu seçimler bir yerel seçimin çok ama çok ötesinde bir anlam ifade ediyor. Bunun bilinciyle olsa gerek ki; Başbakan Erdoğan adeta kendini parçalıyor. Lakin Başbakan Erdoğan’ın sayesinde makam mevki sahibi olmuş onlarca kişinin “ölü taklidi” yapmasına hala bir anlam veremiyoruz.

Tuzakçı Paralel Yapı’yla mücadele yöntemlerinden birisi ve haklı olarak Başbakan Erdoğan, “bunların okullarında, dershanelerinde okuyan çocuklarınızı alın, göndermeyin” diyor değil mi?

Peki; bu çağrıya ilk uyması ve adım atması gerekenlerin milletvekilleri olması gerekmiyor mu? Gerekiyor elbette ama Başbakan’ın çağrısı belli ki; birilerinin bir kulağından girip öbür kulağından çıkıyor…

Ne var ki; Tuzakçı Paralel Yapı’nın okullarında hala hangi milletvekili çocuklarının protokol kaleminden ücretsiz okuduğunu çok iyi biliyoruz. Biz açıklamadan onlar kendilerini açıklasalar iyi olur. Zira bu gidişle biz açıklamak zorunda kalacağız…

 

 

MECLİSLERE SAMSUNLULAR GİRDİ EFSANESİ

Bir dedikodudur gidiyor. Neymiş, Ak Parti’nin, Cemalettin Torun başkanlığında oluşan yeni yönetiminde Samsunlular efsanesi esiyormuş…

Konuyu kaynağından öğrenelim istedik. Ak Parti İl Başkanı Cemalettin Torun ile bu konuyu enine boyuna konuştuk. Çıkarttığımız sonuç ise şu: Bu “Samsunlular efsanesi” bir şehir efsanesinden başka bir şey değil…

Cemalettin Başkan, “il yönetiminde ben ve Necati Polat’ın dışında Samsunlu yok” diyor ve ekliyor.

“Mikro milliyetçiliğe karşı olan bir insanım. Yöremi, kültürümü elbette ki, severim ama mikro milliyetçilik ayrıdır, yöre sevgisi ayrıdır. Yönetim kurulunu oluştururken titiz çalıştık. Sayın Bülent Arınç ile, Sayın Faruk Çelik’le istişarelerde bulundum. Milletvekillerimizle, kanaat önderlerimizle, STK yetkilileriyle istişarelerde bulundum. Partimizde emeği geçenlerle bir araya gelip görüş alışverişinde bulundum. Bana ulaşan tüm önerileri değerlendirdim. Bursa’nın, Türkiye’nin hatta Balkanlar ve Kafkasları da içine alan bir fotoğraf ve bütün bu demografik yapıyı gözeterek imkân ölçüsünde her yörenin yönetimde temsil edilsin istedik ve bunu gerçekleştirdik…”

“EN BÜYÜK EKSİĞİMİZ

DONANIMLI SİYASETÇİ!”

Başkan Torun, demografik yapıya gösterdiği hassasiyeti başka alanlarda da göstermiş  gençlere ve kadınlara pozitif ayrımcılık yaparak yönetiminde fazlasıyla yer vermiş. Bursa’nın en büyük ihtiyaçlarından birisinin, donanımlı siyasetçi yetiştirmek olduğunu söylüyor Torun. Bu manada ilk defa siyaset yapacak onbir kişiyi yönetimine almış. “Bu arkadaşlarımızın il başkanı, belediye başkanı olabilecek donanımda yetişmesini arzu ediyor ve Bursa siyasetine armağan etmek istiyorum” diyor Torun… Tabii bu arada, farklı meslek guruplarının temsil edilmesi de ihmal edilmemiş yeni yönetimde…

 

BAŞBAKAN’I DA GÖKDERE’DE DİNLEYECEĞİZ! 

Başbakan Erdoğan da, tıpkı Kemal Kılıçdaroğlu gibi Gökdere Meydanı’nda halka hitap edecek. Zamanı geldiğinde iki miting arasındaki farkı da yorumlayacağız. Fakat Başbakan’ın mitinginin bir başka özelliği de, Cemalettin Torun’un il başkanlığında gerçekleşecek ilk büyük miting olması ve bu bakımdan hayli önemli… Başkan Torun’u fazlasıyla iddialı gördüğümü belirtmek isterim. “Görkemli bir miting planlıyoruz ve başaracağımızdan da emimin” diyor Torun. Tabii ki; tek iddiası bu da değil. Bursa’da Büyükşehir dâhil belediyelerin tamamını kazanmayı hedeflerine koymuşlar. Torun’un, bir önemli iddiası da, Ak Parti’yi Bursa’da tarihinin en yüksek oy oranına ulaştırmak…


AK Parti İznik’te Yine mi Kaybedecek ?

$
0
0

 

Seçime çeyrek kala;  Yarın neler getirecek ? Kimleri nelerden ve nerelerden edecek ? görmek için çok az zaman kaldı …

Şimdi Size bir soru sorsam ve desem ki ?

AK Parti Bursa’nın güzide ilçesi İznik’te kazanır mı yoksa  kaybeder mi ?

Parti kurmaylarına göre AK Parti Bursa’da 18 ‘de 18 yapacak…

Yapacak da son anket sonuçları böyle demiyor …

Ne mi diyor kamuoyu yoklamaları;  ‘İznik tehlike sinyali veriyor’.

 MHP İznik’te önde …

Evet aynen doğru…!

Hem de  İlçede MHP,  açık ara 1. Parti.

O zaman mühim soru şu ; AK Parti İznik’te yine mi kaybedecek ?

Düşünün ki bundan tam iki yerel seçim önce İktidar partisinden Belediye başkanı çıkarıyorsun…

 Bir dönem 5 yıl boyunca belediye başkanlığı yaptırıyorsun…

Fakat 2. Dönem yeni seçimlerde ( 2009) Başkan  Kadri Eryılmaz’ı  aday olarak görmüyorsun.

Başkan da  başka partiden aday oluyor.

Ve seçimi kazanıyor. !

Bakın şimdi ,iktidar olarak öyle bir başkan adayına karşı seçimi kaybediyorsun ki 1.5 yıl Rabbim geçmiş etsin! hastalık ile  mücadele vermiş, belediyecilikten uzaklaşmak durumunda kalmış…

Yani uzun lafın kısası elindeki hazır belediyeyi ‘Başkan Adayı tercihi ’yüzünden   göz göre göre altın tepside rakip partiye sunuyorsun.    

Bu da yetmezmiş gibi geçmişte  AK Parti’nin kurucu üyelerinden de  olan Kadri Eryılmaz 2014 seçimlerinde de yine MHP’den başkanlığa adaylığını açıklıyor ..

İktidar partisi olarak uzunca bir karar verme sürecinden sonra halk güçlü bir ismi aday olarak beklerken , uzun yıllar İlçe Başkanlığı yapan fakat ilçe de kabul görmeyen,   Osman Sargın’ı aday yapıyorsun.

‘ Sargın aday olarak Kabul görmüyor’ notunu düştükten sonra bu konuyu biraz açalım değerli okurlar;

OSMAN SARGIN NEDEN İPİ GÖĞÜSLEYEMEZ ?

Osman Sargın’a pek sıcak bakılmıyor çünkü AK Parti, geçen seçimlerde Sargın’ın İlçe Başkanlığında seçimi kaybetti. Bu olumsuz veri  Sargın ile ilgili öncelikli tespit olarak hafızalara  kuşkusuz yer etti bir.

İkincisi;  

Sargın’ın Belediye Başkan adaylığı ile ilgili  bir başka soru işareti oluşturan anekdot,  aday Sargın’ın AK Parti’deki kutuplaşmaların içinde fazlasıyla yer aldığı ve yol haritasına sadece  Bakan Faruk Çelik kanadından  yön verdiği duyumu.

Üçüncüsü ; Başkan adayı olarak diğer aday adaylarını bir çatı altında bir araya getiremedi Osman Sargın ! .

Ve en önemlisi dördüncüsü !; İznikliler hiç kırılmasın gücenmesin seçimlerde ‘Yerli-Gürcü’ Kriteri en önemli faktör ve de yerliler hala avantajlı. Osman Sargın ise Gürcü.

PEKİ  İZNİK’ TE NE OLACAK ?

Bursa’nın güzide ilçesi İznik ile ilgili İktidar partisi cephesinden yukarıda aktardığım tüm verilerden sonra Siz ne düşündünüz?

AK Parti  İznik gibi tarihsel döngüsü olan,doğal güzellikleri ile dikkat çeken, tarıma yatkınlığı ile önemli bir potansiyel olan bu ilçeyi baştan kaybetmeyi  neden göze alıyor ?

Öyle ki tablo hiç de iç açıcı değil .

İktidar partisi anket sonuçlarına göre , İznik’te 3. Parti ve aradaki makas hızla açılıyor.

Hal böyleyken AK Parti ne yapmalı ?  sorusunun yanıtına gelince; biz düşündük taşındık bir sonuca varamadık.

Bir de kendi akrabasını aday gösteren Sn. Vekil düşünsün…

Hangi vekil diye sorarsanız; Yanıtın açık; Öyle bir vekil ki ; Orhangazi’de 2009’da kaybetti, meclise girdi. Bu seçimden sonra da İznik ve Orhangazi’yi kaybedip ‘Bakan !’olursa sakın şaşırmayın.

 

BAŞBAKAN YİĞİTLİK BEKLİYOR; VEKİL VE BAKANLAR İSE SUSKUN ! 

Başbakan Erdoğan herkesi  ‘paralel yapı’ ile mücadelede desteğe çağırıyor.

Haksız da  sayılmaz hani …

Çünkü öyle böyle değil . Konu toplumun her kesimini ilgilendiriyor ve hal böyle olunca da toplumsal bir tavır gerektiriyor Nasıl mı?

Hatanın bedelini sandıkta ödeterek !

Başbakan herkesi desteğe çağırıyor da AK Parti Milletvekilleri ne yapıyorlar .

Devletin erklerine sızan paralel yapıya karşı birlik olup cesurca duruş sergiliyorlar diyebilir miyiz ?

Ne yazık ki hayır .

Birkaç bakan ve vekilin dışında ölü taklidi yapan AK Partili siyasi sayısı bir hayli fazla .

Anlayacağınız ortada bir mücadele görüntüsü yok .

Ne mi var ? görmedim, duymadım , bilmiyorum tavırlarıyla yüklü koskoca bir sessizlik ortamı…

Başbakan Erdoğan her gün birkaç sefer kameraların karşısına geçiyor. ‘Paralel Tuzakçıları ’ halka şikayet ediyor.İnlerine kadar girip temizleyeceğiz diyor  Ama bugüne kadar ancak  bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar bakan ve vekil  somut bir adım atıp, birkaç kelam edip bu yapıya karşı keskin cümleler kurup tepki gösterebildi.

Peki Neyi bekleniyor?

Açıkçası anlaşılır gibi değil .

 “Niçin ciddi bir mücadele örneği sergilemiyorlar?” Sorusu giderek  Parti çevrelerinde de yaygınlaşıyor.

İktidarın, AK Parti’nin milletvekili, bakanı olacaksın  ve  devlet  içindeki ‘çeteci’, ‘ajan’, ‘örgüt mensubu’ diye tanımlanan insanlarla hiçbir mücadelede bulunmayıp, sus pus oturacaksın ?

Hem de Başbakan Erdoğan‘ Bakanlardan ve milletvekillerinden yiğitlik bekliyorum deyip’ açık çağrıda bulunurken

Bu durumda söylenecek tek söz kalıyor atalardan yadigar;

Adamın yere bakanından suyun sessiz akanından kork ..

 

ABLALAR KAPILARI ÇALIYOR !

Beddular, tuzaklar, kahhariyeler, ağabeyler …

Şimdi de ablalar sahnede …

Başbakan ne diyor ? o ablalar sizin de kapınızı çalabilir ..

Aman dikkat.

Kapınızı çalıp oy isteyebilir .

Kime, kim için,ne diye  oy isteyebilir o ablalar ;

Şehir şehir değişir ablaların istekleri ..

Ama tavır bellidir ;   30 mart seçimlerinde AK Parti’ye oy verilmesini önlemek .

Ellerinde broşürler genelde 25 kişilik ekiplerle seçime çeyrek kala sahaya inen cemaatin ablalarının hedefleri genellikle varoş mahalleler.

Bursa’da da ekipçe dolaşmaya başlayan meşhur ablaların hedefi yukarıda  aktardığım üzere, AK Parti ve Başbakan Erdoğan.

Özellikle oylar CHP ‘ye, Necati Şahin’e isteğiyle tıklatıyorlar kapıları Bursa’da …

AK Parti’nin güçlü olduğu illerde varoşları adım adım dolaşıp kapı kapı oy isteyen ablaların hangi yanıtları aldığına gelince ; çok uzun uzadıya anlatmaya hacet yok ;bir dost sohbetinde dinlediğim bu Şehir’den verilen bir yanıtı not düşmem yeterli ; ‘Değil şu ya da bu eşim oy istese yine de oyum AK Parti’ye ..Şimdi çayınızı için ve gidin.’

Cemalettin Torun İle Dobra Dobra !

$
0
0

 

Hatırlayacaksınız Sedat Yalçın’ın Büyükşehir Belediye Başkanlığı aday adaylığı süreci ile il başkanlığından istifa etmesinin ardından AK Parti’de yeni il başkanının belirlenmesi için epey bir süre geçmişti .

Özellikle de  Büyükşehir Belediye  Başkanı ve Başkan Adayı Recep Altepe’nin   öne sürdüğü adayların zayıflığı ve  il Başkanlığı görevlendirmesindeki  tutumu genel merkezinin karar vermesinde  bayağı zaman kaybına neden olmuştu .

Sonunda ölçüldü , biçildi. Uzun süren istişareler sonunda  Siyasi ve hukuki İşlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı  Cemalettin Torun’un İl Başkanlığı’nda karar kılındı.

Cemalettin Torun ile ‘Yerel seçim sürecinden- Paralel Yapıya , nasıl bir İl Başkanlığı tablosu  devraldığından, Başbakan Erdoğan’ın Bursa Mitingi’ne ve  ‘Geçiş Dönemi İl Başkanlığı yapıyor’ yorumlarına değin geniş bir yelpazede  konuştuk; dobra dobra, net  yanıtlar aldık !.

Sn. Başkan,   Başbakan Erdoğan’ın  20 Mart Bursa Mitingi’ne dair çalışmalarını  detaylandırır mısınız? Kaç bin kişilik katılım  bekliyorsunuz?

Sayı vermek çok doğru değil ama katılımın çok yoğun olacağını göreceksiniz. Önemli olan Bizim Başbakanımızı  en iyi şekilde memnun edeceğimiz katılıma ulaşmak.  Ciddi bir kalabalık ve coşku yakalanacaktır.Bizim miting tecrübemiz de ciddi anlamda var . Bu konuda çok hassas çalışma yürütüyoruz.

Paralel Yapının Bursa’da seçime yansıması Bursa’da nasıl bir tablo oluşturur?

Paralel yapı devlet içinde illegal şekilde örgütlendi. Bu olumsuz tablo parti meselesinin ötesinde bir güven meselesine, devlet meselesine döndü. Devletin bu yapıyı ortadan kaldırmak için hem yetkisi  ,hem de sorumluluğu var. Böyle bir yapı oluşumunun da kaldırılması gerekli. Devlet bu yapılanmaya karşı refleksini gösterecek ve gereğini de yapacaktır. Yapmak durumundadır.  Partimiz açısından bakacak olursak Paralel yapıya,  ‘Seçim sandıkta kazanılır düsturu ile çalışan bir partidir AK Parti’. Ve halkımızda bu yapılanmaya sandıkta yanıtını verecektir. Özellikle vurgulamam gerekir ki; biz cemaat deyince bütün olarak bir cemaati kastetmiyoruz. Cemaatin içinde geçmişte AK Parti’ye oy vermiş değerli arkadaşlarımızda var mutlaka. Ve hatırlayacaksınız bu cemaat eğitim gönüllüsü olarak yola çıktı ve çok sayıda  destek aldı. AK Parti de bu eğitim çalışmalarına destek verdi. Mesela Orhangazi Üniversitesi  yapılacağı zaman bize geldiler. Biz de cemaat, dernek, vakıf ayrımı gözetmeksizin insanların hayrına olan bir çalışmaya destek verdik. Bir bakın Bursa’da şunu görürsünüz Somut bir örnek biliyorsunuz çok sayıda okul yaptıran hayırsever var. Bunların hepsi bizim gibi değil ki. Dünya görüşleri farklı olan insanlar . Ama konu eğitim olunca biz görüş ayrılığı da gözetmeden herkese destek verdik.  Ve 55 kişilik AK Parti Grup kararı ile Orhangazi Üniversitesi’ne arsa tahsisi yapılmıştır. Niye bu desteği verdik?  Geleceğimize gençlerimizi çocuklarımıza destek oluyorlar diye Şu nedenle bu konuyu açtım ; Bu cemaate gönül vermiş çok sayıda insan toplum yararına çalışma yapıyorlar. Ama gelinen noktada gerçekte böyle olmadığı dinin arkasında farklı düşünceler taşıyanlarında var olduğu, cemaat içinde küçük ama ne yazık ki etkin bir bölümün devlette etkili olma anlayışına sahip olduğu anlaşıldı. Bu durum cemaat içindeki eğitime destek vermiş  gerçekten gönüllü insanları da çok rahatsız etti.  Kendilerinin istismar edildiklerini düşünüyorlar. Bizim tabii ki, bu insanlarla bir sıkıntımız olamaz. Bizim sadece meselemiz Cemaat içinde örgütlenmiş illegal mekanizması olan yapı ile ilgili.

Başbakan Erdoğan’ın söz ettiği paralel yapılanmanın ablaları Bursa’da da sahaya indi mi ?

Duyumlarınız, gözlemleriniz nedir ?

Bursa’da da paralel yapının  abla- ağabeyleri ev ev dolaşıyorlar. 25 -30 kişilik gruplar halinde  farklı çalışmalar yürütüyorlar . Şu partiye, şu adaya oy verin gibi. Sonuçta yanlışlar devam ediyor. Biz bu gruplara karşı özel bir çalışma yürütmüyoruz. Normal seçim çalışmalarımıza var gücümüzle devam ediyoruz.  Cemaati hedef alan özel bir çalışmamız yoktur.Tabii ki AK Parti’nin yaptıkları doğruları, onların yaptıkları yanlışları da anlatıyoruz halkımıza. Sonuç olarak paralel yapının yansıması nasıl olur seçim sonuçlarına ? sorunuza gelince halkımız yapılan yanlışları görüyor. Milletimiz bilinçli. Bu durum seçim sonuçlarına olumlu yansıyacaktır. Bu yönde gözlemlerimiz ve kamuoyu yoklamaları sonuçları var .

Orhangazi- Gemlik- İznik hattında kamuoyu yoklamaları farklı sonuçlar gösteriyor ve bu bölgelerin hassas yerler olduğu göze çarpıyor AK Parti açısından . Sn. Başbakan’ın Bursa ziyaretinde bu bölgelerde de bulunması gibi bir tablo var mı? 

Öncelikle şunu söylemeliyim o bölgeler ile ilgili  hiçbir sıkıntımız yoktur. Anket sonuçları doğru değil. Bizim yaptırdığımız anketlerde sonuç ortada. Oldukça iyi durumdayız. Sn. Başbakanımız zaten doğudan helikopter ile gelecek.O ilçeleri de ziyaret etmesi söz konusu değil.

Yerel seçimde hedef Nedir? Siz şimdi Sn. Başkan 18’de 18 diyeceksiniz ama  hassas bölgeler nelerdir örneğin ?

18’de 18 !.Ve geçmişte aldığımız oya göre, çok ötede bir oy oranı. İddiamız ve hedefimiz budur. Çalışmalarımızı da hedefimize göre şekillendiriyor, gerçekleştiriyoruz.Bu arada şunu söyleyelim biz hiçbir ilçemize garanti gözüyle bakmıyoruz. Rehavet içerisinde değiliz. Her bölgeyi kritik bir şekilde değerlendiriyoruz ve çabalarımızı hassasiyetle sürdürüyoruz. Her ilçe kritiktir . Hiç biri garanti değildir. 18’de 18 hedefimizi de çalışmalarımız karşılığında inşallah gerçekleştireceğiz.

İl Eski Başkanı Sedat Yalçın’la diyaloglarınız merak ediliyor ?

Görüşüyor musunuz …

Parti Programlarına katılıyor Sn. Yalçın…

Başkanımız bize destek veriyor. Çalışmalarımıza katılıyor.Sonuçta tüm başkanlarımızdan seçim çalışmalarına yoğun destek var. Ayrıca başkanlık bakıldığında bir bayrak değişimidir. Ve AK Parti‘de nezaket çerçevesinde  diyaloglar gerçekleşir .

Geçmiş yönetimden çok yüklü bir borç devraldığınız konuşuluyor?

Bu konuya açıklık getirir misiniz?

Biz mali boyutla ilgili konuları kendi içimizde çözeriz. O tür konulara girmemizin bir anlamı da olmaz. Biz kurumsal bir yapıyız . Ne borcumuz var ise karşılar , öderiz.

Sn. Başkan geçmişte uzun dönem Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday adaylığını açıklayan Sedat Yalçın ile çalıştınız . Şimdi de İl Başkanı olarak Büyükşehir Belediye Başkanı ve Adayı Recep Altepe ile omuz omuza çalışıyorsunuz . Nedir Düşünceleriniz ?

AK Parti olarak kurumsal duruşumuz çok daha önemli. Bakınız şu anda il başkanıyım . Nagip Vardar ile çalıştım .Sedat Yalçın ile çalıştım uzun süre.Hayrettin çakmak ile çalıştım. Şevket Orhan ile çalıştık. Ondan öncesinde Fazilet Partisi’nde,Refah Partisi’nde bulundum . Ve hiç problem yaşamadım. Uyum içinde çalıştım. Niye? çünkü bizim siyaset terbiyemiz şunu gerektiriyor ; biz de başkan kimse o başkan talimatları yerine getirilir. Biz başkanımızda yanlış görürsek de uyarırız. İstişare de yaparız . Ama son karar başkanımızındır. Teşkilat terbiyesi siyasi terbiye budur. Az önce saydığımız başkanlarımızın usulleri karakterleri hepsi de bir birinden farklı . Ve Cemalettin Torun kimsenin adamı olmak zorunda değildir. Partimizin adamıyız biz. Dava adamıyız. Bu durumda  hiçbir sıkıntı yaşamazsınız. Ben ne İl Eski başkanımız Sedat Yalçın ile ne de Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Başkan Adayımız  Recep Altepe  ile hiçbir problem yaşamadım. Yaşamam.

Cemalettin Torun geçiş dönemi İl Başkanı’ yorumlarına yanıtınız nedir ?

Biz göreve alışık bir insanız. Genel merkezimiz bugün bizi görevlendirdi. Yarın der ki genel seninle değil de bir başka arkadaşımızla çalışacağız. Ama genel merkez buna yapacağı istişareler sonrasında karar verir. Milletvekillerinin , ilçe başkanlarının partililerin STK ‘ların görüşleri alınır. Ve Nihai kararı da Sn. Başbakanımız verir. İstişareler sonunda Cemalettin Torun ile devam denirse devam ederiz, devam edilmeyecek denirse de o saygıyı da ben gösteririm. Hiç problem olmaz. Ben geçici il başkanlığı söylemlerine kulak asmam. Bu yorumlar tabii ki yapılır ama biz çalışmaya devam ederiz. Bayrak yarışının da ne demek olduğunu çok iyi biliriz. Sırası geldiğinde de görevi bırakmasını biliriz .

AK Parti adaylarından Sosyal Proje bombardımanı

Yerel Seçim için son düzlüğe girildi.

Siyasetin vitrininden mutfağına AK Partililer hummalı bir çalışma halindeler… Başkan Adayları bir yandan seçim bölgelerini arşınlarken , bir yandan da projelerini açıkladılar geçen hafta…

AK Parti Yıldırım Belediye Başkan Adayı İsmail Hakkı Edebali ve Nilüfer Belediye Başkan Adayı Mustafa Esgin’in projelerini kamuoyuna açıkladıkları toplantılara katıldım. Anlaşılan o ki AK Adaylar bu seçimde  yatırım yerine daha çok sosyal projelere ağırlık vermişler Anımsayacaksınız;  önceleri yerel seçimlerde adaylar seçim bildirgelerinde ‘Mega Hizmet’ planlarına ağırlık verirlerdi, şimdi ise  devir değişti ! Başkanlık koltuğunun taliplileri adaylar , sosyalleşmeye dönük yatırımları öne çıkarır oldu.

Sözü uzatmadan sadede gelelim ;

 

NİLÜFER ADAYI ESGİN’DEN BOZBEY’E ELEŞTİRİ YAĞMURU

 

AK Parti’de ilk proje açıklaması üç dönemdir kazanılamayan Nilüfer’den, Belediye Başkan Adayı Mustafa Esgin’den geldi.

Dr. Mustafa Esgin’in seçim reçetesi bir hayli yüklüydü ..

Nilüfer Belediye Başkanı ve CHP’li Başkan Adayı adaşı  Mustafa Bozbey’i eleştiri yağmuruna tutan   Başkan Adayı Esgin üç seçim döneminde de kaybedilen ilçeyi AK Partili Belediye konumuna getirebilmek için Nilüferli’nin seçim anlayışına sosyal güvence verecek açıklamalar yaptı.Belediye meclis adaylarıyla birlikte düzenlediği basın toplantısında ‘Cumhuriyet Yürüyüşleri ve konserler devam edecek hatta son hafta Mustafa Ceceli konseri var’ diyen Mustafa Esgin ,Bozbey’in   ‘15 yıldır Nilüfer’de baskın bir PR, raket ve maket Belediye’ciliği yaptığını, Sahnede kuşatıcı, mutfakta ise ötekileştirici ayrımcılık uyguladığını ve de görev yorgunluğu yaşadığını’ ifade etti. Görünen o ki Mustafa Esgin, Nilüfer’in genel yapısına dair hedeflere  yer verirken,ağırlıklı olarak gençler için de projeler üretmiş..

Misi Türk El Sanatları Müzesi ve Kültür Merkezi, Görükle’ye Gençlik Kampüsü, genç Nilüferlilere dönük projelerinden bazıları .

İletişimdeki başarısı, gözlemci yönü ve  yaşama geçirdiği projelerle tanınan Mustafa Esgin 5 yılda 10 mega proje sözü de verdi.    Nilüfer’de az hizmet bol maket anlayışının son bulacağını söyleyen Dr. Mustafa Esgin    İkinci Bahar Yaşam Merkezi, Termal AquaPark ve Termal Rehabilitasyon Merkezi ve Nilüfer’i dünya çapında markalaştıracak, kentin simgesi haline gelecek Nilüfer Kent Merkezi ve Sosyal Yaşam Merkezi’ni yaşama geçirmeyi planladıklarını da açıkladı.

 

 

EDEBALİ’DEN YILDIRIM’A 100 İDEAL ŞEHİR PROJESİ !

 

Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali de  Barış Manço Kültür Merkezi’nde düzenlediği toplantıyla açıkladı 100  Adımda İdeal Şehir Yıldırım Projesini..

Toplantıya katılım yoğundu.

Deyim yerindeyse iğne atsak yere düşmeyecekti desek abartmış olmayız. Başbakan Yardımcısı Devlet Bakanı Bursa Milletvekili Bülent Arınç’ın katılımıyla gerçekleşen toplantıda İsmail Hakkı Edebali ‘ Yıldırım ideal Şehir dönüşüm Projeleri ile Türkiye’ye model olacak’ mesajı verdi.

Mevcut Belediye Başkanı Özgen Keskin’in ve Yıldırım Belediye Başkan Adayı’nın  eski yol arkadaşı İl Eski Başkanı Sedat Yalçın’ın da katıldığı  proje toplantısında Edebali’nin bir sözüne özellikle dikkat çekmek isterim ; ‘Belediyemizin yaptığı tüm çalışmalar WEB Sitemizden aynen yayınlanacak.

Yıldırım en şeffaf belediye olacak.’

İsmail Hakkı Edebali’nin Yıldırım için öngördüğü projeleri dinlerken de  sosyal alandaki planların yoğunluğunu gözlemledik.

Yıldırım Beyazid Han adına sempozyumlar , Emir Sultan Hazretleri’nin adına her yıl düzenlenecek olan tasavvuf konulu Emirsultan ve Erguvan sempozyumları, Yıldırım Şurası Edebali’nin sosyal içerikli porjelerinden bazıları.

İsmail Hakkı Edebali’nin Yıldırım için düşündüğü ‘Çamaşırhane planı’ da toplantıya katılanlarca ilginç bulunan bir başka hizmet sözüydü.

AK Parti Mitingi’ne Rekor Katılım!

$
0
0

 

Tam bir gövde gösterisiydi…

2014 seçimlerinde Bursa’nın rekoru Başbakan Erdoğan’da, AK Parti’de demek farz oldu.

Hatta ve hatta Bursa tarihindeki seçim mitinglerinde bir partinin topladığı en büyük kalabalıktı.

Gökdere Meydanı’nda 100 binin üzerinde insan seli vardı.

Coşku doruktaydı.

İnsanlar diğer şehirlerden Bursa’ya taşındı dediler. Taşıma tartışmaları yaptılar…

Ama düşünün bir kere bu kadar insan nasıl taşınır o şehirden bu şehre?

Üstelik tapelerin, paralel tuzaklı kasetlerin havalarda uçuştuğu bir dönemde kim oradan oraya istemsizce taşıyabilir ki yüzlerce binlerce insanı?…

Öyle bir kalabalık vardı ki, meydanda insanlar kum tanesi misali Setbaşı’ndan Yıldırım’a, Fomara’dan Ankara Yolu’na kadar gönüllü seli oluşturdular.

Aslında net ifade etmek gerekirse AK Parti kendi rekorunu egale etti Bursa’da…

Ve Başbakan’ın mitingi AK Parti’nin Bursa ve Türkiye genelindeki sandıklarda nasıl bir sonuç alacağına dair de mühim bir göstergeydi.

Hatırlayacaksınız birkaç hafta önce aynı meydanda CHP Lideri Kılıçdaroğlu halka seslenmiş ve AK Parti’nin onda biri kadar insan yoğunluğuna dahi ulaşamamıştı.

Ve de bir başka sonucu daha gösteriyordu Başbakan Erdoğan’ın Bursa Mitingi…

O da AK Parti’nin paralel yapı tuzaklı Pensilvanya odaklı 17 Aralık sürecinden galip ve de güçlenerek çıkacağıydı…

Başbakan’ın Bursa Mitingi’ni diğer illerden ayıran yönü ise 1 saat 5 dakikalık konuşmasının yarım saati aşkın bölümünü Bursa’ya ayırmasıydı.

 ‘Seni yürekten selamlıyorum güzel Bursa! 

Sizleri kalpten selamlıyorum.

Muhabbetle selamlıyorum.

Osmangazi’nin, Orhangazi’nin, Sultanların, Evliyaların Şehri Bursa sizi aşkla selamlıyorum.’ Diyerek övgü dolu sözlerle konuşmasına başlayan Başbakan Tayyip Erdoğan, Kente yapılan Hükümet yatırımları ve yerel yönetimlerin hizmetlerinden rakamsal veriler ile söz etti.

TWİTTER’A YASAK!  

Başbakan’ın miting konuşmasının en çarpıcı yanı ise Twitter’ın kapatılacağını açıklamasıydı. İlk kez Bursa’dan flas bir açıklama yaparak sosyal paylaşım sitesi Twitter’ın kapatılacağını kaydetti.

Mahkeme kararı dedi ve o karar çıktı.

Bu açıklamanın üzerinden çok değil kısa süre sonra kapatıldı Twitter …

Şöyle ki ; “www. Twitter.com” adresi BTK’ın site bilgileri sorgu sayfasında sorgulandığında “site hakkında alınan mahkeme kararları gereği TİB tarafından koruma tedbiri uygulanmaktadır” ibaresi yer alıyor.  

TİMSAH ARENA’ İSMİNE ELEŞTİRİ

Başbakan’ın mitingdeki hitabında dikkatimi çeken husus yeni stadyumun Timsah Arena ismiyle lanse edilmesini tasvip etmediğini özellikle belirtmesiydi. ‘Timsah Arena, mimari yönüyle güzel fakat adı itibariyle tasvip etmiyorum’ dedi Tayyip Erdoğan .

Başbakan Erdoğan’ın bu vurgusunun ardından stadın adı sanırım değişecektir. Bekleyip göreceğiz.

Bu arada Başbakan Erdoğan Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’ye bir talimat verdi ve eski stadın yıkılıp Kültürpark’a  dahil edilerek bölgenin bir kent parkına dönüştürülmesini istedi. Bir anlamda bu ifadeyle Başbakan Bursa’da asıl miting yapmak istediği yeri de belirtmiş oldu. Miting meydanında Büyükşehir Belediye Başkanı ve Başkan Adayı Recep Altepe’yi yanına alıp uzunca bir süre sahnede tutan Başbakan Erdoğan ‘Altepe’ye Destek’ çağrısı yaptı.

İşte tarihi AK Parti Mitinginden ve  Başbakan Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları…

Birincisi;

Bursa mitingine yaklaşık 1 saat gecikmeli gelen Başbakan, cemaati işaret etti ve yurt dışından Türkiye’ye yapılan saldırılara karşı sandıkta dur diyeceklerinin altını çizdi.

Bu sözler 30 Mart 2014 seçimlerinin bir referandumdan öte hesaplaşma günü olacağının göstergesiydi.

İkincisi;

Fethullah Gülen’i sert sözler ile eleştiren Recep Tayyip Erdoğan ‘ Bundan derviş, gönül insanı, hizmet eri olmaz’ diyerek il il tekrarladığı cümlelerden birine Bursa’da da yer verdi ve partililerinden cemaatin yurt, dershane ve okullarından çıkmalarını istedi.

Üçüncüsü;

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu da eleştiri yağmuruna tutan Başbakan Erdoğan Bursalılara bir hatırlatma yaptı ve Kılıçdaroğlu’nun 2011 seçimlerinde CHP’nin yüzde 40 oy alamaması durumunda istifa edeceğini söylediğini anımsattı. Aynen şöyle konuştu Başbakan Tayyip Erdoğan;

İstifa etti mi Peki?

Hayır!… Bu sözlerin üzerinden 3 yıl geçti. Ben bu seçimden 1. Parti çıkmazsam genel başkanlığı bırakırım. Benim bir farkım var. Peki Kılıçdaroğlu bırakacak mı? Bırakabildi mi?…

Her seçim meydanında ifade ettiği bu cümleleri Bursa’da bir kez daha zikreden Başbakan Erdoğan bu sözleri ile Kılıçdaroğlu’na yine hodri meydan dedi.

ARINÇ NOT VERDİ; ‘ PEKİYİ’

AK Parti’ni Bursa mitinginde ilk sözü alan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç oldu. Konuşmasında Busa’nın hizmet tablosuna odaklandı Arınç. Merkezi ve yerel yönetim yatırımlarıyla Bursa’nın hak ettiği hizmet ve konum için çalışıldığını ifade eden Başbakan Yardımcısı Bursa’nın devletten yatırım almadığını iddia edenlere yanıt verdi. “İktidara geldiğimizden bu yana Bursa’ya yatırım için 13.5 katrilyon lira sağladık. Bursa şimdi güneş gibi parlıyor. Bizim Bursa’ya borcumuz var alacağımız yok.” Mesajını verdi.  Yatırımlar kadar barışın güçlendirilmesi, kardeşlik duygularının pekiştirilmesi, toplumdaki ayrımcılığın ve ayrıcalıkların kaldırılması, demokrasinin güçlenmesi ve özgürlüklerin genişletilmesi gerektiğine de vurgu yapan Bülent Arınç Bursa’nın notunun bu karnede de ‘Pekiyi’ olduğuna işaret etti.

Cemaatin Oyu Nerede ?

$
0
0

 

Bilmeyeniniz Yoktur; Nasrettin Hoca bir gün kasaptan iki okka et alır ve hanımına akşama pişirmesini tembihleyip gezmeye çıkar ya hani…

Hoca gidince de komşu kadınlar Hoca’nın hanımına misafirliğe gelirler. Hoca’nın hanımı da misafirlere ikram olsun diye eti pişirir ve afiyetle yerler.
Hoca et hayaliyle eve gelir. Karısı üzgün bir şekilde Hoca’ya:
“Hocam senin eti bizim kedi yedi.” der.
Hoca kediyi tutup tartar. Kedi tam iki okka gelince karısına döner ve:
“Hanım bu bizim kedi ise benim aldığım iki okka et nerde; Bu benim aldığım iki okka et ise bizim kedi nerde?”

Şimdi AK Parti’nin Türkiye genelindeki seçim zaferinden sonra sormak lazım değerli okurlar; CHP’nin 2009’da olduğu gibi aldığı oy yüzde 27’lerde kaldıysa, eh MHP’de, 2014’te de geçen seçimlerdeki gibi yine yüzde 17’lerde oya sahipse, Hoca’nın Kedisini evirip çevirip tarttığı gibi, ’Paralelci cemaatin yüzde 12’si hani nerede?

Yandı, bitti kül mü oldu?

Yoksa bu yüzde 12  cemaat ablalarının ev ziyaretlerinde ortaya atılan sonra da kulaktan kulağa üflenirken büyüyen bir balon muydu ?

Sonuçlar ortada… Balon patladı… Ak koyun da, kara koyun da belli oldu.

 

AK PARTİ’NİN 30 MART ZAFERİ!

Türkiye ciddi bir sınav verdi…

2014-2019 döneminin yerel yöneticilerini belirleyen  seçim  nihayet gerçekleşti.

30 Mart geçmişteki hiçbir yerel seçime benzemiyordu.

Öyle ki, devlet sırlarının bile ifşa edildiği bir ortamda gerçekleşen  seçimlerde seçmenin sandıkta nasıl bir davranış sergileyeceği merak konusu olmuştu.
Zira ülke gündemi öyle karmaşık ve bulanıktı ki;

Paralel devlet tuzakları, hâkimler, yargıçlar, okyanus ötesi, tapeler, Suriye, yolsuzluk iddiaları, hırsızlık yakıştırmaları.

Peki, bu manzaraya baktıktan sonra, sürdürülen kampanyaya,

‘ YEREL’ seçim kampanyası diyebilir miydik?

Kuşkusuz ki hayır!

Başta AK Parti, CHP ve MHP   olmak üzere Türkiye genelinde ve Bursa’da Büyükşehir dahil olmak üzere, 17 ilçedeki tüm adaylar ciddi bir seçim çalışması sürecinden sonra, 30 Mart’ı iple çekti..

Sonunda seçim günü geldi..

Ve genel seçim havasındaki yerel seçimde vatandaş konuştu.

17 Aralık sonrasında gelişen paralel tuzaklar gündeminde seçmenler tercihlerini sandığa yansıttı.

Düğüm çözüldü.

AK Parti Türkiye genelinde olduğu gibi Bursa’da da seçimden açık ara farkla ve zaferle çıktı.  

 

BURSA’NIN YENİ BELEDİYE BAŞKANLARI HAYIRLI OLSUN! 

Bursa’da da beş yıl boyunca kentimizi, ilçemizi, mahallemizi yönetecek yerel yöneticileri seçmek için 1 milyon 982 bin seçmen sandık başına gitti. İlçeler dahil olmak üzere Bursa’nın tamamında tam 6792 sandık kuruldu.

Büyükşehir ile birlikte 18 ilçenin yeni belediye başkanları belli oldu. AK Parti Bursa’da Büyükşehir başta olmak üzere 18 belediyenin 16’sını alarak büyük bir başarıya imza attı.CHP ise 2009’daki sonucu tekrarladı.

Mustafa Bozbey Nilüfer’de bir ilke imza atarak üst üste seçilen 4. Belediye başkanı oldu.

Gemlik’te 2009 seçimlerinin galibi olan CHP, Bu seçimde kaybetti. Belediye’yi CHP’nin hataları nedeniyle vekalaten yöneten AK Partili Refik Yılmaz bu kez seçilmiş bir belediye başkanı olarak göreve geldi.

Mudanya’da CHP ön seçimle belirlediği Hayri Türkyılmaz ile ipi göğüsledi.

Mustafakemalpaşa’da da AK Parti seçim yarışını önde tamamladı. Sadi Kurtulan yeniden ilçenin belediye başkanı oldu. 

Aslında özellikle vurgu yapmak gerekiyor ki, AK Parti Bursa’da birçok ilçeyi Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe vesilesiyle kazandı. Özellikle de MHP’nin şanslı gözüktüğü ilçelerde örneğin Yenişehir ve İznik’te Başkan Altepe’nin nokta ziyaretleri ve Büyükşehir Yasası etkili oldu ve AK Parti’ye seçimi kazandırdı.

Ve Orhangazi’de İsmail Tattar kamuoyu yoklamalarında son ana kadar önde gözüküyordu.  AK Parti bu ilçede son ana kadar ciddi bir çalışma yürüttü. Son dakika hamleleri ile de AK Partili Neşet Çağlayan yarışı kazandı.  


İnegöl’ de Alinur Aktaş’da en yakın rakibine ciddi oy farkı atarak seçildi ve ilk kez üç kere üst üste seçilmeyi başaran belediye başkanı oldu.

Orhaneli’de  irfan Tatlıoğlu da üç kez üst üste seçilmiş oldu ve ilçe siyasi tarihine bu başarıyı gösterebilen ilk belediye başkanı olarak adını yazdırdı.
Böylesine bir ilki başaran bir belediye başkanı daha vardı; Kestel Belediye Başkanı Yener Acar ve Kestel’de 2014 seçimlerinde de sandıktan AK Parti çıktı.    

 

Yıldırım’ın belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali, Gürsu’da  Cüneyt Yıldız, Karacabey’in  Ali Özkan, Yenişehir’de Süleyman Çelik, Büyüykorhan’da Hasan Taş, İznik’te Osman Sargın, AK Parti’den ilk kez belediye başkanı seçilen isimler oldular .

Şimdi seçilenler büyük sevinç ile mazbatalarını almaya koşacaklar. Kaybeden adaylar ise umutlarını bir başka bahara ertelediler.

30 Mart yerel seçimiyle birlikte Bursa’da da yeni bir dönem başladı.
Senelerin;
İl Özel İdaresi ve belde belediyeleri de bugün itibariyle kapandı.
Artık Bursa’nın bir Büyükşehir, 17 ilçe belediyesi olmak üzere sadece 18 belediye başkanı var.
Ayrıca Şehrin tüm sınırları bundan böyle Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluk alanında…

Umarım  Büyükşehir Yasası ve yeni belediye başkanları Bursa’ya ve Bursalılara hayırlı olur ..

 

PARALEL TUZAKÇILAR YENİLDİ!

30 Mart’a hazırlık sürecinde neler olmadı ki Türkiye’de ;

Yer yerinden oynadı adeta.

Tuzaklarla Hükümeti devirmeye çalışan bir cunta en mahrem sırları dinlemelerle bir yerlere servis mi etmedi, Şantajla, koskoca Türkiye kontrol altına alınıp,  içerdeki örgüt yapısı ile yabancı istihbarat servisleri Türkiye’nin burnunu sürtmeye, diz çöktürmeye mi çalışmadı!…

Ve  daha neler neler …

Türkiye bu sinsi operasyonları fark etti,  uyandı. Mesele bir parti kapsamından çoktan çıkmıştı çünkü.

Asıl sorun Türkiye’nin bağımsızlığına karşı girişilen çirkin tuzaklardı. Bu süreçten sonra öyle bir meydan okuyuş başladı ki, kritik kavşak niteliğindeki seçimler yaklaştıkça tansiyon iyice arttı.
Sonuçta ülke genelindeki seçim sonuçlarını yorumlarsak bu ülke artık taşeronlar üzerinden yönetilemeyecek kadar güçlü olduğunu net bir biçimde gösterdi.

 Özel hayata saldırı üzerinden tuzak kuranlar kaybetti. Ülke olarak diz çökmedik.

 Meydanlarda sesler güçlü çıktı. Ülkeye sahip çıkıldı. Paralel çete yenildi. Bir daha da ayağa kalkamayacak…

 

 

 

 

 

 

 

Kolları Sıvayın; Yeni Seçim Var!

$
0
0

Yerel seçimler bitti. Aylardır süren heyecan fırtınası sona erdi. Fakat kolları sıvayın yeni seçim var. Hem de ilk defa yapacağımız ve her şeyiyle ilklerin yaşanacağı bir seçim…

 

Cumhurbaşkanlığı seçiminden bahsediyorum. Ağustos’ta yine sandık başına gideceğiz ve tarihimizde ilk defa Cumhurbaşkanımızı seçeceğiz…

 

Kimler aday olacak?

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tavrını nasıl belirleyecek?

Başbakan Erdoğan “adayım” diyecek mi?

Muhalefet ittifak mı yapacak yoksa herkes kendi adayını mı destekleyecek?

 

İşte yeni sürecin ana tartışma başlıkları bunlar…

 

Elbette ki; en çok merak edilen konu Başbakan Erdoğan’ın aday olup olmayacağı… Ak Parti’de “üç dönem” kuralının şu ana kadar değişmediği ve değişmemesi konusunda Başbakan Erdoğan’ın kararlı tutumu Erdoğan’ın Köşk’e sıcak baktığının ilk işareti olarak yorumlanıyor.

 

Bu konuda altı çizilmesi gereken önemli bir etken de, yerel seçimlerde alınan yüzde 45’lik oy oranıdır ki; rekor düzeydeki bu oran Başbakan Erdoğan’a Köşk yolunu fazlasıyla açmıştır…

 

Tabii burada bir önemli husus da, eğer Tayyip Erdoğan Köşk’e aday olursa Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan’ın kim olacağı konusudur.

 

İlk akla gelen senaryo, Başbakan Erdoğan’ın Köşk’e, Cumhurbaşkanı Gül’ün de konuta geçmesidir. Yani, Erdoğan Cumhurbaşkanı, Gül de Başbakan olarak yoluna devam edecektir.

 

Ak Parti tabanında ve halk arasında ekseriyetle konuşulan ve gerçekleşmesi en kolay olan senaryonun bu olduğunu söyleyebiliriz… Fakat entelektüel çevrelerce bu senaryonun zorluğuna dair önemli ayrıntılar da sıralanmıyor değil…

 

ERDOĞAN KÖŞKE ÇIKACAKTIR !

Mesela bu manada ilk öne sürülen, zaten oyun kurucu olan Erdoğan’ın, halk tarafından seçilmiş bir Cumhurbaşkanı olarak daha çok inisiyatif alma isteğidir. Gül’ün Başbakan olması bu durum için en önemli engeldir. Zira Abdullah Gül de bu konuda kendi sözünü söylemek isteyecektir…

 

İkinci öne sürülen senaryo ise, Tayyip Erdoğan Köşk’e çıkar ve yerine de kendisiyle uyum içinde olacağını düşündüğü bir ismi partinin başına getirip Başbakan olarak atar. Bu şablona uyacak ilk isim ise Has Parti’yi kapatıp Ak Parti’ye gelen Numan Kurtulmuş’tan başkası değildir. Yerel seçim sürecinde belli yerlerdeki mitinglere Numan Kurtulmuş’un gönderilmesinin, bu işin ilk provası olarak yorumlandığının altını çizmek isterim…

 

Ancak Kurtulmuş’un Ak Parti içerisinde tam anlamıyla özümsendiğini söylemek güç. Taban, her ne kadar da Tayyip Erdoğan’ın liderliğini daha çok hissedecek olsa da bu durumun yine de tamamen kabullenileceğini, işlerin sorunsuz yürüyeceğini söylemek pek mümkün değil…

 

Burada hem Tayyip Erdoğan’ın iradesinin yansıyacağı ve hem de parti tabanının itiraz etmeyeceği en olur kişi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu gibi görünüyor…

 

Böyle bir senaryonun hayata geçmesi durumunda, Köşk’ten ayrılan Abdullah Gül’ün ne yapacağı ise ayrı bir merak konusudur. Gül, köşesine çekilmeyeceğine göre birçoklarının beklediği ve dillendirdiği gibi “yeni oluşum” mu başlatacak?

 

Olur mu? Olur… Ancak “iyi olur mu?” derseniz olur diyemem. Zira bu Ak Parti’nin bölünmesi demektir. Bölünme sadece Tayyip Erdoğan’a, Abdullah Gül’e zarar vermekle kalmaz. En kestirmeden Türkiye’ye ve öteden beri elde edilen kazanımlara zarar verir.

 

Açık söylemek gerekirse siyasi olgunluklarının zirvesinde olan Gül’ün de Erdoğan’ın da, birilerinin el ovuşturarak beklediği bu yola sapacaklarını sanmıyorum…

 

Bu konuda daha çok şey yazıp çizeceğiz ancak bugünden ilk kanaatim Tayyip Erdoğan Köşk’e çıkacaktır. Abdullah Gül de Başbakan olacaktır. Hatta bu konuda Gül’ün Başbakanlığı için geçmişte Erdoğan’a uygulanan “Siirt Formülü”nün uygulanacağı da şimdiden dillendirilmeye başlandı… Bekleyip göreceğiz…

 

KABİNE DEĞİŞİMİ YOLDA

      

 

 

 

 

 

Biliyorsunuz, yerel seçim arifesinde “Paralel Yapı”nın Ak Parti’ye karşı bir saldırısı söz konusu idi.  Başbakan Erdoğan’ın seçim meydanlarında üzerinde en fazla durduğu konu buydu. “İnlerine gireceğiz” sözleriyle “Paralel Yapı”ya karşı kararlı sert bir tutum içine giren Erdoğan, zaman zaman televizyon programlarında, “yiğit arıyorum” diyerek parti ve kabine içinde Paralel Yapı – İktidar kavgasında dengeleri gözeten ve tavır almaktan çekinen isimlere de mesaj vermişti…

 

Şimdi yeni bir tartışma başladı. Başbakan Erdoğan’ın, parti ve kabine içerisinde “Paralel Yapı”ya karşı dik bir duruş sergilemeyerek kendisini yalnız bırakanlara çok kızgın olduğu söyleniyor.

 

Bu manada önümüzdeki günlerde olası bir kabine değişiminden bahsediliyor. Başbakan Erdoğan’ın, ilk ayıklamayı kabine içerisinde yapacağı dillendiriliyor. Hatta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ve Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in yeni süreçte koltuklarını kaybedecekleri konuşulmaya / yazılmaya başlandı bile…

 

Başbakan Erdoğan’ın yoğun çalışma temposundan sesinin kısılmasına rağmen meydanlardan, “çocuklarınızı bunların okullarından, dershanelerinden alın” diye haykırışına bakılacak olursa, sadece kabine değişimi değil daha fazla şeyin yaşanacağını söyleyebiliriz…

 

Viewing all 46 articles
Browse latest View live