Öncelikle belirteyim ; bu haftaki köşenin konusu çıkar hesapları söz konusu olduğunda, evdeki hesabın çarşıya nasıl da ince nüanslarla uydurulabildiğini anlatıyor, bu birincisi!
(Anlayacağınız yazı içeriği cıss bir hikayeyi içeriyor)
İkincisi de deyim yerindeyse; bire bin katmak hevesiyle kantarın topuzunun kaçırıldığı hallerde , ‘Kaz gelecek yerden tavuk’ esirgenmediği taktirde, hem keseyi doldurup hem de tere yağdan kıl çekercesine nasıl sıyrılabildiğini apaçık ortaya koyuyor.
Son olarak da; İşte bu paragrafı dikkatle okuyun değerli okurlar ;
Malum ‘ Hiçbir şey gizli kalmaz’ gerçeğini atalarımızın söylediği üzere ‘kulağa küpe olsun’ etkisiyle bir kez daha tekrarlatıyor .
Sözü uzatmadan sadede geleyim;
Kısa süre önce Şehir Gazetesi’nden Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nda geçtiğimiz dönem yönetimde bulunan kimliklerin , oda aidatları ile yapılan okullara isimlerinin verildiğini ve bu duruma tepkileri içeren bir haber yansımıştı.
Haber aynen şöyleydi;
Bu ayıp temizlenmeli!
BTSO geçtiğimiz dönem Yönetim Kurulu Üyeleri’nin oda aidatları ile yaptırılan okullara kendi isimlerini vermelerine tepkiler sürüyor. Hayırsever İşadamı Ali Karasu, BTSO Okulları’na Celal Sönmez, İlhan Parseker, Mahmut Yılmaz, Emin Nallar, Ali Hazır ve Sedat Çağlar’ın isimlerinin verilmesini bir ayıp olarak nitelendirdi. Bu ayıp düzeltilmediği takdirde gerekirse dava açacağını söyleyen Karasu, “Uygulama BTSO Meclis kararıyla değil sadece Yönetim Kurulu kararıyla yapıldığından, 35 bin üyenin yanı sıra meclis yönetimi de durumdan rahatsızlık duyuyor” dedi.
İşte bu haber üzerine şahsıma bir okuyucu mektubu ulaştı.
Mektup ‘BTSO okullarına kendi adlarını verdiler’ başlığı ile başlıyor ve haberimizden söz edilerek mevzunun sadece iş adamlarının isimlerinin okullara verilmesinden ibaret olmadığını, perde arkasında inanılması güç usulsüzlüklere dayandığı yazılıyordu.
Okuyucu mektubunda kaleme alınanlar noktasına virgülün dokunmadan aynen şöyle ;
(Sadece önemli paragraflara başlık atılarak dikkat çekilmiştir)
OKUYUCU MEKTUBU
BASINDAN;
‘BTSO bütçesinden yapılan okullara kendi isimlerini verdiler’
BTSO Anadolu Teknik, Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi iken , BTSO ifadesi kaldırılarak , yönetimde bulunan önemli bir kimliği ile adlandırıldı.
Gelişmenin perde arkası aslında akıllara durgunluk verecek nitelikte olaylar zincirini içeriyor.
Odanın yönetimindeki üst düzey yetkilisine o dönemde ‘Bizi kurtarırsan adına okul yaptıracağız’ demiş Başkan ve üyeleri okula adı verilen kimliğe . Odanın Genel Sekreteri de şahit olmuş bu diyaloga BTSO’da.
Olay tesadüfen ortaya çıkmış. Zamanın KOSGEB Bursa Bölge Müdürünün, eşi ve çocukları üzerine açtığı şirkete, tüm KOBİ’leri kullanarak KOSGEB fonlarını aktarması üzerine Bursalı iki işadamı durumu fark etmiş ve müfettiş talep etmiş. Yolsuzluğu araştırmak üzere gelen Bakanlık Müfettişi bakmış ki Müdürün olayı dışında daha büyük bir yolsuzluk var.
DAHA BÜYÜK YOLSUZLUK
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), muvazaalı olarak Sanayi Bakanlığı’na bağlı Bursa KOSGEB Müdürlüğü üzerinden devleti dolandırmış. Bakanlık müfettişi raporunu yazmış ve Bakanlığa göndermiş. Ortalık karışınca BTSO Meclis Başkanı ‘ Ben sizi kurtarırım. Ne güne duruyorum. Sayman Yönetim Kurulu üyesi olduğum kuruluşun Başkanının Ankara’da kadim dostları var, hallederiz’ demiş ve halletmiş de…
Dönemin BTSO Yönetim Kurulu Başkanı ve üyeleri Meclis Başkanına ‘ Dile o zaman bizden ne dilersen’ demişler ve eklemişler ‘Senin adına okul yaptıracağız. Mahşere kadar adın yaşayacak’ Odanın Genel Sekreterini de Şahit tutmuşlar yaşananlara. Ortada bir hizmet var . Her hizmetin de bir karşılığı. ‘Hadi hizmet değil de, diyet’ diyelim.
MÜFETTİŞ İSTEYENLERE NE Mİ OLMUŞ?
Hani yolsuzluğu fark edip, Bakanlıktan müfettiş isteyen işadamlarına mı ne olmuş? Köylerine dönmüşler. Çünkü Bakanlık’ta müfettiş raporu kaybolmuş. Müfettiş de başka göreve terfi edip gitmiş.
Savcılar da BTSO Yönetim Kurulu ve Meclis Başkanı’nın adreslerini bulamadıkları için ifadelerini alamamış. Eh paraların aktarıldığı iş adamları vizyoner güzide iş adamı olmuş.
Bu arada KOSGEB de Bursa’nın ufak tefek KOBİ esnafından yanlışlıkla sizlere fazla para ödemişiz diye ödemeleri geri almak için mahkemeleşmeye devam etmiş.
2006 yılında yaşanan bu yolsuzluk olayını böylece kimse duymamış. Şehir Gazetesi’nde yer alan haberimiz üzerine Bursa iş dünyasının yeni haberi olmuş bu trajik yolsuzluk olayından.
Anlayacağınız gökten üç elma düşmüş her zaman ki gibi. Ama hepsini bir kişi almış.
Basın var olsun. Sağlıcakla!.
SORULAR YANIT BEKLİYOR!
Kuşkusuz mektupta anlatılanlar çok ciddi.
Açıkçası eğer ki ortada geçmiş dönem BTSO yönetimince yapılmış bir yolsuzluk varsa gerçekten de örtbas mı edildi?
Yolsuzluk zincirinden haberdar olduğu söylenen o dönemin genel sekreteri kim?
BTSO’da yaşandığı iddia edilen bu yolsuzluk ile ilgili neden hukuksal mücadele başlatılmadı?
KOSGEB kredileri kılıfına uydurularak hangi iş kolunda hangi kuruluşa ve işadamına alındı?
Ve İbrahim Burkay yönetimi bu yolsuzluk iddialara sessiz mi kalacak?
İşte tüm bu sorular yanıt bekliyor.
Ve ortada gerçekten de örtülen bir yolsuzluk söz konusuysa ;
Şimdilerde öyle ya da böyle hesaplarını kılıfına uydurup bire bin katanlar ‘ Tutulmayan Uğru , Bey’ den Doğru’ misali ortalıkta dürüstlük taslıyorlar…
Ne garip değil mi?
CÜNEYT YILDIZ GÜRSU’DA AK PARTİ’NİN BAŞKAN ADAYI
2014 yerel seçimleri yaklaşırken, AK Parti’de de kimlerin başkanlık koltuğuna aday olacağına dair şifreler çözülmeye başladı. Hafta sonu Murat Yıldırım Sağlık Meslek Lisesi açılışına katılan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, program sonrası makam aracına binmek üzere tören alanından ayrılırken, AK Parti Osmangazi İlçe Başkanı Cihat Çini ile tokalaştıktan sonra, Gürsu’nun AK Parti İlçe Başkanı Cüneyt Yıldız’a dönerek, “Hayırlı olsun Başkan, iyi hazırlan” ifadesini kullandı.
Bülent Arınç’ın bu cümleyi milletvekilleri, ilçe başkanları ve çok sayıda partilinin bulunduğu bir anda söylemesi Gürsu Belediye Başkanlığı için güçlü aday olarak görülen AK Parti Cüneyt Yıldız’ın parti genel merkezi nezdinde de yoğun destek aldığının göstergesi oldu.